DİYARBAKIR– faili meçhul cinayetleri araştırmak için gittiği Batman’da 4 Eylül 1993’te düzenlenen silahlı baskın sonucu öldürülen Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar’ın öldürülmesine ilişkin dava Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ağır Ceza Mahkemesi bugün.
Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görülen davada Sincar’ı öldürmekle suçlanan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “adil yargılanma ilkesini ihlal ettiği” yönündeki kararıyla serbest bırakılan Hizbullah üyesi Cihan Yıldız, duruşmaya katıldı. Ses ve Peyzaj Bilgi Sistemi aracılığıyla işitme. Duruşmaya Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Yeşil Sol Parti İl Sözcüleri Pınar Sakık Tekin ve Abbas Şahin, Halkların Demokratik Partisi İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan ve Gülistan Atasoy, Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar ile yakınları ve avukatları katıldı. 20 dakikalık aranın ardından duruşma 13.50’de başladı.
‘BU, TÜRK YARGI SİSTEMİNİN UTANCIDIR’
Teşhisin ardından söz alan Sincar ailesinin avukatı Şaneşin Aydın, 30 yıl önce işlenen bir cinayette yargılanma açısından “hiçbir şey” olmadığına yönelik eleştirilerini dile getirerek, “Bu Türk yargısının ayıbıdır” dedi. “Bu duruşma ne kadar sürecek böyle?” Tepki gösteren Aydın, “Kaç yıl at sırtında hiçbir şey olmadan gideceğiz? Öldürülen bir milletvekili ve olayın tek bir sanıkla işlenmediği açık ama dava o kadar uzadı ki bir sanıkta mahsur kaldık” dedi. Yapılması gereken herhangi bir soruşturma olmadan nokta.”
Avukat Aydın’ın ardından söz alan Sincar ailesinin avukatı Yunus Muratakan, mahkeme başkanına sanıkların ifadesinin alınıp alınmadığını sordu. Mahkeme başkanının “Sanığın ifadesi alınınca tekrar söz vereceğiz” demesinin ardından Muratakan, “Sanığın beyanına karşı açıklama yapacağız” dedi. Muratakan ile mahkeme başkanı arasında geçen görüşmenin ardından sanıkların ifadesi alındı. Sanık Cihan Yıldız, SEGBİS yöntemiyle katıldığı duruşmada önceki beyanlarını tekrarladığını ancak herhangi bir ek beyanda bulunmadığını söyledi. Sanık Cihan Yıldız’ın ardından söz alan sanık avukatı, SEGBİS üzerinden verdiği ifadede önceki savunmalarını tekrarladığını belirtti.
‘BU CİNAYETLER KİMİN TALİMATLARIYLA BELİRLENMELİ’
Sanık Yıldız ve avukatının dinlenmesinin ardından katılan avukat Yunus Muratakan’ın konuşması, sözlerinin kaydedilmesi için mahkeme başkanı tarafından 4 kez kesildi. Muratakan, sözlerinin kesilmemesini ve katipten elinden geldiğince tutanak tutmasını talep ettikten sonra konuşmasına devam etti. 2000 yılında İstanbul’da Hizbullah’a yönelik düzenlenen operasyonda arşivlerin ele geçirildiğini anlatan Muratakan, “Sincar cinayetinin Hizbullah tarafından işlendiği ortaya çıktı. Asıl sorun, Hizbullah örgütünü bu cinayetlere yönlendiren sahiplerinin soruşturulması, Hizbullah örgütünün kimler tarafından takviye aldığı veya bu cinayetlerin kimin talimatıyla işlendiğinin tespit edilmesidir ki bu davanın temel amacı da budur.” söz konusu.
‘MEHMET SİNCAR KÜRT OLDUĞU İÇİN PARLAMENTO DOSYAYI TAKİP ETMİYOR’
Susurluk kazasına ve Kutlu Savaş’ın Susurluk raporuna atıfta bulunan Muratakan, “Kutlu Savaş raporunda Hizbullah-Devlet ilişkisi ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve olağanüstü hal valisinin dinlenme taleplerinin reddedildiğini hatırlatan Muratakan, Hizbullah davasında hüküm giyen kişilerin serbest bırakıldığına da dikkat çekti. yargılama yoluyla: Alınması gerektiğine inanan bir hukuk anlayışı içinde hareket ederiz. Ancak adil yargılanma hakkının kapsamını değerlendirirken adalet aramak, failleri cezasız bırakmak gibi bir hukuk politikası izlemenin toplumsal bir yarayı ve ciddi bir vicdani sorumluluğu da beraberinde getireceğinin bilincindeyiz.
Muratakan, TBMM’nin bir milletvekilinin öldürüldüğü davayı takip etmediğine değinerek, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mehmet Sincar Kürt ve DEP milletvekili olduğu için kendi üyesinin öldürülmesine ilişkin dosyayı takip etmiyor. . Bir yargılama olduğundan haberleri bile yok.” HÜDAPAR’ın Cumhur İttifakı’na dahil edilmesinden de bahseden Muratakan, “O ittifak dışındakilerin adalet beklentileri yargı mekanizmaları tarafından karşılanmalıdır” dedi.
“MAHKEME GÖREVİNİZİ UNUTMAYALIM: DOSYAYI BİRLEŞTİRİN”
Cezasızlık politikalarına başka belgelerde de örnek veren Muratakan’ın sözünü mahkeme başkanı kesti ve Muratakan, “Cezasızlık politikası bir bütündür” diyerek örnek vermeye devam etti: İlgili mevzuatın çeşitli unsurlarına bakıldığında, Bu kişilerin cezalandırılması sorun teşkil etmekte ve cezasız kalma politikası izlenmektedir. Biliyorsun, biz de biliyoruz. Bir milletvekilinin öldürülmesinden bahsediyoruz. Biraz buz hiçbir şey değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi hukukuna sahip çıkmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi temsilcisine sahip çıkmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, vatandaşın ‘benim iradem’ diyerek Meclis’e sevk ettiği, millet iradesine yönelik bu saldırıları mahkemeler aracılığıyla engelleyebilmelidir” dedi.
Muratakan, “Bütün bu hususlar bir araya getirildiğinde, sayın mahkemeniz tarafından ciddi anlamda bir cezasızlık politikası öngörüyoruz” dedi. Bugün mahkemenize görevinizi hatırlatıyor, ilgili sanıkların tutuklanmasını ve davanın sonuçlanmasını talep ediyoruz.”
Mahkeme başkanı tutuklama talebinin reddine karar vererek duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi.
CİHAN SANCAR: DEVLET BURADA TİYATRO OYNUYOR
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, davanın kısa süre sonra sona ereceğini hatırlattı. Yargılamaya “Devlet burada tiyatro oynuyor” diyerek tepki gösteren Sincar, “Devletin bu davadan sonuç çıkarmaya niyeti yok. Bile bile 30 yıllık sürenin dolmasını bekliyorlar. Kabul etmiyoruz. Mağduruz ve hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun halkımızın hakkını aramaya devam edeceğiz. Hizbullah’ı savunanlar bile bugün milletvekili oldular. Bundan ne kadar adalet doğacak? böyle bir meclis ve böyle bir devlet nasıl adalet bekleriz bundan daha büyük zulüm olamaz arkadaşlar Mehmet Ağar gelsin söz versin diyorlar burada insanlar ölse umursamıyorlar. Yaşadığımız sürece ikimizin de eli onların yakasında olacak, istediklerini yapsınlar, biz de bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Sözümüz sözdür, ne yaparsak yapalım, yapanları ifşa edeceğiz. Bu katliamı halkımıza yaptı ve hesabını soracağız” dedi.
